24 Aralık 2012 Pazartesi

Her şeye kendinden başla



"Kendimi sevdikçe, sizi daha da çok seviyorum... 
Her şeye önce kendinden başlamalı. Yermeye de, sevmeye de..."

20 Aralık 2012 Perşembe

İnsan sevmek



İnsanı sevmem için önce kendimi sevmem gerek,
kendimi sevmem içinse önce insan olmam gerek.

Gerçekten yaşayan


"... dedikodu severlerin hayatı,  -mişli geçmiş zamanda,
gerçekten yaşayanların  -di'li geçmiş zamanda
tadını çıkartarak yaşayanların ise şimdiki zamanda geçer."


4 Aralık 2012 Salı

....




İnsanoğlu ne garipsin sen,
yarın kıyamet kopacak dense, yine de savaşmaya, katliamlar yapmaya, ölmeye öldürmeye, yalana, riyaya, kırmaya, kırılmaya devam ediyorsun.
Ama içinde kıyametler koparken
dışarıda da kıyameti yaratmandan daha doğal ne olabilir değil mi? 

20 Kasım 2012 Salı

 
 
Denize giden merdivenlerden indim yavaş yavaş,
10 basamak saydığımda kumsaldaydım. 
Kumlar ayağımın altında, yumuşacık ve sıcak.
İlerliyorum, bu sefer, ne bulacağımı çok merak ediyorum.
Denizden hafif bir meltem esiyor, yaklaşıyorum.
Bir böcek yürüyor kumların üzerinde, 
birden konuşmaya başlıyor.
Nasıl yargılarsın beni yavaşım, yolumda yavaş ilerliyorum diye.
Hayat yolumdaki hızımın en ideal halini
sen nereden bilebilirsin ki?
Hiç kızgın kumda yaşadın mı,
benim yerimde oldun mu, 
benim hayatımı paylaştın mı?
Yargılama beni.
Sadece olduğum gibi kabul et.
İkimizin başka türler olduğumuzu anla 
ve bütünün parçası olduğumuzu fark et.

Ses uzaklaşıyor. 
Kulaklarımda yankılanmaya başlıyor.
Yitiyor...
Yiti..
Yi...

27 Eylül 2012 Perşembe

Kişisel gelişim

Source: 500px.com via Deniz on Pinterest
 
 
 
Kişisel gelişim,
tam oldum dediğinde 
bakalım gerçekten olmuş musun
diye sınav yapıldığın 
bir okul gibi...

20 Eylül 2012 Perşembe

Olmayınca olmuyor

 
Olmayınca olmuyor arkadaş...
Çıkarttıysan gözden beni.
Kaşımın üzerinde gözüm olduğunu söyler 
yine söker atarsın yerimden.
Keşke bende gördüğünün 
senden yansıdığını görebilseydin sen de.
Bende varsa sende de var,
sende varsa bende de...
Eeee ne olacak şimdi?
Ağzımızdan çıkanları 
hiç yaşamamış gibi mi yapacağız
yoksa pası göğsümüzde yumuşatıp uzlaşacak mıyız?
Bilmem ki...
Gelirine göre yaşayıp bakacağız...

5 Eylül 2012 Çarşamba

Dile getir

 
Acı bir tat dilinde.
Kızdıkların, üzüldüklerin, belki söyleyemediklerin.
Özgür bıraktığında kelimelerini,
çözülecekler kalbin derinliklerindeki kapaklı kutularının içinde.
Hayatını tatlandırdığında, ağzın da tatlanacak.
Akışın içinde, özgürce...
Kimseye söyleyemezsen, 
itiraf et kendine...

4 Eylül 2012 Salı

Şşşşşşt!

 
Source: cuded.com via Deniz on Pinterest
 
 
Aaaaa bir baktım, bıdı bıdı hiç susmuyor.
Ben onu dinlemezken bile sürekli fonda onun sesi.
Sürekli bişey anlatıyor, ne diyor,
korkuyor mu, üşüyor mu, eleştiriyor mu, yargılıyor mu?
Ne bileyim çok dinlememeye çalışıyorum.
Birden fark ediyorum;
niye açıkça söylemiyorum ki.
Ve kafamdaki sese bağırıyorum:
GEVEZE ŞEY, sussanna biraz.

Ama ona kızmıyorum,
çünkü mükemmel olması gerekmiyor
onun da, 
hoş görüyorum. 
Hoş gördükçe, iyileşiyorum.

10 Ağustos 2012 Cuma

.


Gelecekteki benle buluştuk bugün.
Sarıldı, güvendesin, her şey güzel olacak dedi.
Gülümsedik, el sallaştık sonra, 
herkes kendi zaman alanına çekildi... 


2 Ağustos 2012 Perşembe

İçimdeki çocuk

Source: 2photo.ru via Deniz on Pinterest

İçimdeki çocuğu aradım, sarıp sarmalamak için.
7-8 yaşlarındaydı onu yakaladığımda.
Arka bahçede sek sek oynuyordu.
Büyümüş sanıyordu kendini.
Oysa saçları iki kuyruktu.
Bildiğin çocuktu.
Bilmediği şeyler yüzünden bazen suçluluk duydu,
bazen kendini sevmeyi unuttu.
Ama sevgili "öz" oradaydı.
Yıllardır saçının okşanmasını istiyor,
hıçkıra hıçkıra içini temizleyecek bir omuz arıyordu.

Bakıştık, sarmaştık, ağlaştık.
Barışmıştık.

6 Temmuz 2012 Cuma

İyi ve kötü diye biri var mı ki?

Bir insan... İki farklı cepheden öyle farklı anlatılabiliyor ki...
Ya da daha doğrusu öyle farklı yaşanabiliyor ki.
Yıllar boyunca, birine hayatı zindan ettiğine şahit olduğum kişi
başka birinin ağzından dinleyince melek gibi gözüküyor.
Hiç etrafına aldırmadığını düşünürken bir taraf,
onu şefkat perisi gibi konumluyor. 
Aslında şaşırmalıyım.
Akla kara, iyi ve kötü diye bir şey var mı ki?
Bunların hepsi tek kişide, hepimizde belki.

 

20 Haziran 2012 Çarşamba

Bir çocuğun kaydıraktan kayması gibi
Sebepsiz kahkalarla gülmesi gibi
Bir tarafta deniz, bir tarafta orman 
nefes alır gibi
Ne kadar büyüsen de büyü
O çocuğu yanına almayı unutma.

13 Haziran 2012 Çarşamba

Bugün ne öğrendim?
Sen derdini anlatmadığında,
herkes seni dertsiz sanır.
Herkes senden ilgi bekler.
Herkes değiştiğini düşünür.
Yeterince arayıp kurcalamadığını,
üstüne düşüp sormadığını.
Bilmezler kafandaki kuyrukları 
birbirine değmeyen tilkileri...
İdare etmelerini...
 
Haaa bi de ne öğrendim?
Herkes, hayat kendi etrafında dönüyor sanıyor.
Ve evet aslında öyle de oluyor.  


11 Mayıs 2012 Cuma


Denize ulaşmak için bazen kuma basmak zorunda kalabilirsin,
o da ayrı bir keyif kıymetini bilene...

3 Mayıs 2012 Perşembe

Zihin

Başı bi yana, kıçı bi yana giden bir yılkı atı.
Zihin.
Ya da yakalanması zor bir deniz canlısı.
Mümkün olduğunca, oraya buraya giderken onu yakalayıp,
zihnin hep patronu kalmalı.

24 Nisan 2012 Salı

Dinginlik gerek bize

Modern insanın bütün gün kafasına giren verileri
özümsemek için günde en az 1 saat meditasyon yapması 
lazım diyor Osho.
Özümseyemediği bilgi nevrotik yaparmış adamı.
 
Eskiden zaten insanlar ister istemez boş vakit bulur, 
zihinlerini boşaltırlarmış, 
şimdilerde ise en boş anların katili TV.
Eskiden fazladan elde edilen bir iyilik haliymiş meditasyon.
Bugünlerin ise olmazsa olmazı.
 
 Bütün vızıltılar, tweetler, paylaşılan durumlar, diziler, yarışmalar,
haberler, yorumlar...
1 saatliğine durdurmalı giren çıkan veriyi
Ve seyretmeli zihni...
Dinginlikte
ne diyor, ne demek istiyor bize bakalım?

19 Nisan 2012 Perşembe

...



Deniz yanar mı demeyin
içim yandı bugün değmeyin...

11 Nisan 2012 Çarşamba

B1R


B1R olduğumuzda,
el ele omuz omuza,
her dalga kolayca aşılırdı.
Herkes B1R olduğunun farkında olsaydı.

10 Nisan 2012 Salı

Sen...

 
Ne o içini titreten korkuların, 
ne kızdıkların, ne yerindiklerin,
ne etin, ne kemiğin,
ne giydiklerin, yediklerin,
ne söylediklerin,
hiçbiri gerçek sen değilsin.
Bir an içine döndüğünde hissettiğin
müthiş bir güç var ya,
işte özbenliğin. 
Seni sen yapan
sadece ve sadece
ve çırçıplak 
özün işte o senin.  

2 Mart 2012 Cuma

....


 Beni beğeniyorsan, bende kendine ait onayladığın bir şey bulduğundan...
                       Ya da kızıyorsan bazen bana, belki sendeki sevmediğin şeyi yansıttığımdan.
Olabilir mi?

 Belki sen bana, ben sana bir şey anlatmaya çalışıyoruzdur varlığımızla.
Uyanmak için uykudan.
Kendi denizimizdeki.

Belki daha iyi ifade edebildikçe kendimizi,
silinir söylenemeyen şeylerin izi.

Yürekten ve yürekle konuştuğunda,
yürekli  olabilirse yüzleşmeye öteki
kendiyle karşılaşır her iki kişi... 

Yeter ki uykuda ve haklı çıkma telaşında olmasın.
Kendini h'aklayacak bahaneler bulmasın.




28 Şubat 2012 Salı

Bi somun ekmek


Hani Sirkeci'den vapura doğru yürüyen bir adam gördün ya bu sabah...
Elinde fırından yeni çıkmış, dumanı üstünde tüten bütün bir ekmek.
Şöyle gamsızca köşesinden kopartıp, keyifle attı ya ağzına...

O ekmeği alabiliyorsa, kokusunu içine çekebiliyorsa, ağzına attığında tadını çıkartabiliyorsa insan
gerisi yalan dostum, gerisi yalan... 

6 Şubat 2012 Pazartesi

Sevgi var ya, gerçek sevgi...
Yüreğine sokasın gelir hani...
Hiç üzülmesin istersin ama hiç.
Kimse kıramasın onu.
Hiç zorluk çekmesin, hislenip üzülmesin...
Gözbebeğindir ya hani...
Hep gözleri gülsün istersin... 
Bu haftanın şanslı burçları diye yazan 
bir astroloji haberi görsen,
şanslı burç onun burcu olsun istersin.
Kaç sevgi var ki böyle yaşamında, tahmin etsen ne dersin?