Eskiyen aşk mı, yoksa bakışlar mı?
Esirgenen gülüşler mi, paylaşılmayan düşler mi?
Edilmeyen sözler, tartışmaya gerek görülmeyen özlemler mi?
Aşık aşkı unutur mu?
Alışkanlıklar aşıkları öğütür mü?
Kıyamadığının celladı olur mu insan,
ayrı duramadığının gurbeti...
Oysa...
Son nokta olduğunu düşündüğün çatlaktan sızan ışıktır aşk.
Kurumuş eğreltilerin arasından yeşillenen bir ot,
beyazı delip yüzünü gösteren bir kardelen,
çamurların arasına düşmüş, ama usul usul parlayan değerli bir taştır aşk.
Ortaçgil'in dediği gibi
Kaf Dağı'nın ardına bile kaçsa aşk var.