16 Mayıs 2013 Perşembe


Bazen öyle derine inersin ki, oysa gayet sığ sularda
deniz manzaralı bir pencerededir aradığın. 
Bazen sadece kabul ederek,
arızayı giderirsin.

14 Mayıs 2013 Salı


Eskiyen aşk mı, yoksa bakışlar mı? 
Esirgenen gülüşler mi, paylaşılmayan düşler mi?
Edilmeyen sözler, tartışmaya gerek görülmeyen özlemler mi? 
Aşık aşkı unutur mu?
Alışkanlıklar aşıkları öğütür mü? 
Kıyamadığının celladı olur mu insan,
ayrı duramadığının gurbeti...

Oysa...
Son nokta olduğunu düşündüğün çatlaktan sızan ışıktır aşk.
Kurumuş eğreltilerin arasından yeşillenen bir ot,
beyazı delip yüzünü gösteren bir kardelen,
çamurların arasına düşmüş, ama usul usul parlayan değerli bir taştır aşk.

Ortaçgil'in dediği gibi
Kaf Dağı'nın ardına bile kaçsa aşk var.

25 Nisan 2013 Perşembe

Yolun en eğlenceli kısmı...


Böyledir denize çıkan sokaklar... 
En dar sokakların ucunda, bir labirentin içinde kaybolduğun 
anda bahşedilen bir mucize gibi çıkar karşına.  
Hediye bir nefes, şifa veren yüce bir el gibi.

Yüzyüze geldiğinde kendinle, 
son gibi görünen başlangıç olur.
İşin eğlencesine bakmak istersin ciddilikten yorulup,
iki taş alır sektirirsin suyun üzerinde.

Ve başkaları için söylediğin her sözün, her eleştiri ve her tanımın yerine kendi adını söyleyerek
söylediğinde aslında kendini bir kez daha keşfedersin. 
Denize çıkan sokaklarda...

Yolun en eğlenceli kısmı da bundan sonradır aslında. 

17 Nisan 2013 Çarşamba

...


Dün nasıl da büyük görünüyordu gözüne sorun...
Uzaklaştıkça nasıl da küçüldü.
Bazen sadece beklemen gerek...
Uzaklaşana dek.

2 Nisan 2013 Salı

Hayattaki aynaların sana hep güzel olanı göstermez. Ama onlardır seni biraz daha bilgeliğe taşıyan. Aynaya cesurca bakabilmek. Dikilmek önünde, önce irkilmek biraz, ama sonra gülümsemek...
Aynayla ilişkin hayatının kumaşı hakkında ipucu verir.

Kimseyi dışarıda bırakmadan her parçasını seveceksin. Lakin aynanın da seni sevmesini beklemeyeceksin.
Adaletli olacaksın ve adaletin her zaman çok da vefalı olmadığını bileceksin. Sen adaletli oldun diye bütün sorunlar çözülmeyecek belki ama aksini yapmayı aklından bile geçirmeyeceksin.
Farkında olacaksın, gözlemci olacaksın...
İnsanların hayatında fark yaratacaksın, bunun sana geri dönmesini beklemeyeceksin.
Dalgalara bakacaksın, nasıl da gelip gidiyorlar... Yaşamdaki dalgaların da böyle gelip, geçecek.
Bazen yükselecek, bazen süt liman olacak.



27 Mart 2013 Çarşamba


























Yazmak, yazmak, sayfalarca yazmak... İçim dışıma çıksın dercesine. Hiçbir köşe bucak kalmamacasına. Sadece kendime belki. Benimle başbaşa satırlar, noktalar, virgüller ve diğerleri...

Gelsin kelimeler dize, kusar gibi bazen, ya da ağlar gibi...

Dertleşmektir yazmak bence çünkü. Dertleşmek de nedir, içindeki çıkartmak...

8 Mart 2013 Cuma

Present!


İngilizce "present" kelimesinin aynı anda hem "şimdi"
hem de "armağan" oluşu bir tesadüf olamaz ; )